Çocuk psikolojisi, Gelişim Psikolojisi, Ergenlik Psikolojisi, Psikolojik Sorunlarınız Bu site işinize yarayabileceğini düşündüğümüz bilgiler içerir
PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK

PSİKOLOJİK TRAVMA ve MÜDAHALE

 

              Günlük yaşantımız içerisinde ömrümüz boyunca bir çok olumlu olumsuz yaşantıyla karşı karşıya kalırız. Gün içerisinde seviniriz, üzülürüz, öfkeleniriz, kızarız, kendimizi güçlü hissettiğimiz alanlar ve zamanlar olur, bazen kendimizi güçsüz aciz hissedebiliriz, bazen beklentilerimiz gerçekleşmez hayal kırıklığı yaşarız yani günlük hayatta pek çok olay, duygu ile karşı karşıya kalır ve bunlarla baş edebiliriz. Baş etmek için doğumumuzdan itibarern hem bize bakan ailelerimizin hemde sosyal çevrenin bize kazandırdığı davranış ve duygulanım şekillerimiz vardır. Yaşantımız boyunca geliştirdiğimiz benlik algımız, kendimizi ve hayatı değerlendirme şekilllerimiz, yine çok kullandığımız savunma mekanizmalaraımız, sosyal destek ağlarınmız ve onları algılayış şekillerimiz yaşadığımız yaşam olayları ile baş etmede bize yardımcı olurlar veya duruma göre işleri bizim için içinden çıkılmaz hale getirebilirler.
             Herkesin karşılaştığı her türlü davranışsal duygusal olay ve durumla baş etmede kullandığı farklı yöntemleri, farklı çıkış, farklı başetme yolları vardır. Ama sonuçta günlük hayatta karşılaştığımız bir çok durumla, olayla baş edebiliriz. 
Ruhsal mekanizmamız karşılaştığımız olay ve durumlarla alakalı bir sindirme mekanizması kullanır. Yaşanılan olay sindirilebilecek, işlenebilecek derecede olduğu sürece sıkıntılar yaşansa dahi normal hayat akışı içinde kalabiliriz. 
               Travmatik olaylar yaşantılar günlük yaşantı içerisinde başedebildiğimiz durumlardan çok farklıdır. Travma dehşete düşürücüdür, tehdit edicidir, anidir, beklenmediktir ve en önemliside sindirebileceğimizden süreçlendirebileceğimizden ve her zaman kullandığımız baş etme yöntemlerinin kullanılabileceğinden çok fazlasıdır. Travmatik yaşantıyı bireyler veya guruplar üzerindeki etkisi ve yaşantıya verilen anlam belirler. Bir olaydan bazı insanlar travmatik olarak etkilenmezken bazı insanlar için olay travma olarak değerlendirilebilir.                            Travmanın derecesi tam olarak yaşanılan olayla ilgili gibi gözüksede  kişinin verdiği anlamla da ilgilidir. Travmatik yaşantı algılama, anlamlandırma, değerlendirme ve tepki verme süreçleri içinde hareket eden baş etme yöntemlerini felç eder. Kişi taravmatik yaşantı sonucunda ya kaçar ya savaşır yada donup kalır.
              Travmatik yaşantı kişinin ölüm, hayati tehlike, ölüm tehdididi ağır yaralanma gibi durumlara maruz kalması, şahit olması yada yakın birinin ani beklenmedik şekilde şiddete maruz kalması, ölmesi şeklinde ifade edilebilir. Bu tür veya buna benzer yaşantılar kişinin baş etme mekanizmalarını aşan ve kişiyi psikolojik travmaya iten yaşantılardır.
              Travmanın derecesi kişinin hayati tehlikeyle karşılaşıp karşılaşmadığıyla, olayın ne kadar dehşet verici olup olmadığıyla, olaya ne kadar yakın olduğuyla, yakınlarının kötü muameleye maruz kalıp kalmadığıyla, yakınlarının veya diğer insanların ölümüne, yaralanmasına tanık olup olmadığıyla yakından ilgilidir.
                Travmalardan sonra travmatik yaşantıya maruz kalan kişilerde çeşitli davranışsal ve duygusal belirtiler, tepkiler oluşur. Travmatik olaylardan sonra kişide Akut Stres Bozukluğu ve Post Travmatik Stres bozukluğu görülebilir.


AKUT STRES BOZUKLUĞU DSM-IV TANI KRİTERLERİ

A. Kişi, aşağıdakilerden her ikisinin de bulunduğu travmatik bir olay yaşamıştır:

1. Gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi, ağır bir yaralanma, kendisinin ya da başkalarının fiziki bütünlüğüne karşı bir tehdit olayını yaşamış, böyle bir olaya tanık olmuş ya da böyle bir olayla karşı karşıya gelmiştir.

2. Bu olaya yoğun korku, çaresizlik ya da dehşet duyguları ile yanıt verir.

B. Sıkıntı doğuran olayı yaşarken ya da bu olayı yaşadıktan sonra kişide aşağıdaki dissosiatif semptomlardan üçü (ya da daha fazlası) bulunur:

1. Öznel uyuşukluk, dalgınlık duyumları ya da duygusal tepkisizlik,

2. Çevreden olup bitenlerin farkına varma düzeyinde azalma (örn. afallama)

3. Çevrede olup bitenlerin farklı bir şekilde algılanması,

4. Kendi bedeninin değiştiği hissi,

5. Travmanın önemli bir kısmını anımsayamama.

C. Travmatik olay şunlardan en az biri yoluyla sürekli olarak yeniden yaşanır: Göz önüne tekrar tekrar gelen görüntüler, tekrarlayan düşünceler, rüyalar, illüzyonlar, "flashback" epizodları, o yaşantıyı yeniden yaşar gibi olma ya da travmatik olayı anımsatan şeylerle karşılaşınca sıkıntı duyma. 
D. Travma ile ilgili anıları uyandıran uyaranlardan belirgin kaçınma (örn. düşünceler, duygular, konuşmalar, etkinlikler, yerler, insanlar).

E. Belirgin anksiyete ya da artmış uyarılmışlık semptomları (örn. uyumakta zorluk çekme, irritabilite, düşüncelerini yoğunlaştırma güçlüğü, dikkatte artış, aşırı irkilme tepkisi gösterme, motor huzursuzluk)

F. Bu bozukluk klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da işlevselliğin önemli diğer alanlarında bozulmaya neden olur ya da bireyin travmatik yaşantısını aile bireylerine anlatarak kişisel destek kaynaklarını harekete geçirmek ya da yardım almak gibi gerekeni yapmasının peşinde koşma yetisini bozar.

G. Bu bozukluk en az 2 gün, en fazla 4 hafta sürer ve travmatik olaydan sonraki 4 hafta içinde ortaya çıkar.

 

 TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU DSM-IV TANI KRİTERLERİ

A. Kişi, aşağıdakilerden her ikisinin de bulunduğu travmatik bir olay yaşamıştır:
1. Gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi, ağır bir yaralanma, kendisinin ya da başkalarının fiziki bütünlüğüne karşı bir tehdit olayını yaşamış, böyle bir olaya tanık olmuş ya da böyle bir olayla karşı karşıya gelmiştir.

2. Kişinin tepkileri arasında aşırı korku, çaresizlik ya da dehşete düşme vardır (Çocuklar bunların yerine dezorganize ya da ajite davranışla tepkilerini dışa vurabilirler).

B. Travmatik olay aşağıdakilerden biri (ya da daha fazlası) yoluyla sürekli olarak yeniden yaşanır:

1.Olayın, elde olmadan tekrar tekrar anımsanan sıkıntı veren anıları; bunların arasında düşlemler, düşünceler yada algılar vardır. Not:Küçük çocuklar travmanın kendisini yada değişik yönlerini konu alan oyunları tekrar tekrar oynayabilirler.

2. Olayı, sık sık, sıkıntı veren bir biçimde rüyada görme (Çocuklar içeriğini tam anlamaksızın korkunç rüyalar görebilirler).

3. Travmatik olay sanki yeniden oluyormuş gibi davranma ya da hissetme (uyanmak üzereyken ya da sarhoşken ortaya çıkıyor olsa bile, o yaşantıyı yeniden yaşıyor gibi olma duygusunu, illizyonları, hallüsinasyonları ve dissosiatif “flashback” epizodlarını kapsar).

4. Travmatik olayın bir yönünü çağrıştıran ya da andıran iç ya da dış olaylarla karşılaşma üzerine yoğun bir psikolojik sıkıntı duyma

5. Travmatik olayın bir yönünü çağrıştıran ya da andıran iç ya da dış olaylarla karşılaşma üzerine fizyolojik tepki gösterme

C. Aşağıdakilerden üçünün (yada daha fazlasının) bulunması ile belirli, travmaya eşlik etmiş olan uyaranlardan sürekli kaçınma ve genel tepki gösterme düzeyinde azalma (travmadan önce olmayan)

1. Travmaya eşlik etmiş olan düşünce, duygu ya da konuşmalardan kaçınma çabaları

2. Travma ile ilgili anıları uyandıran etkinlikler, yerler ya da kişilerden uzak durma çabaları

3. Travmanın önemli bir yönünü anımsayamama

4. Önemli etkinliklere karşı ilginin yada bunlara katılımın belirgin olarak azalması

5. İnsanlardan uzaklaşma yada insanlara yabancılaştığı duyguları

6. Duygulanımda kısıtlılık (örneğin sevme duygusunu yaşayamama)

7. Bir geleceği kalmadığı duygusunu taşıma (örn. Bir mesleği, evliliği, çocukları yada olağan bir yaşam süresi olacağı beklentisi içinde olmama)

D. Aşağıdakilerden ikisinin (ya da daha fazlasının) bulunması ile belirli, artmış uyarılmışlık semptomlarının sürekli olması:

1. Uykuya dalmakta yada uykuyu sürdürmekte güçlük

2. Kolay, çabuk öfkelenme yada öfke patlamaları

3. Düşüncelerini belirli bir konu üzerinde yoğunlaştırmada zorluk çekme

4. Dikkatte artış,

5. Aşırı irkilme tepkisi gösterme.

E. Bu bozukluk (B, C ve D tanı ölçütlerindeki semptomlar) 1 aydan daha uzun sürer.

 

F. Bu bozukluk, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da işlevselliğin önemli diğer alanlarında bozulmaya neden olur.

         Travma Sonrasında Akut Dönemde mutlaka psikolojik destek alınmalıdır. Akut dönemde psikolojik destek almak Post Travmatik Stres Bozukluğunun gelişmemesi ve uzun dönemde dissosiatif bozuklukların ortaya çıkmaması için kritik önemdedir.

                                                                                                           Erkan YILMAZ
                                                                                                        Psikolojik Danışman




Psikolojik Danışma ve Rehberlik hizmetini Hayat boyu alabilirsiniz. Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol